BVLGARI TARİHÇESİ
Bvlgari markasının temelleri 1870lerin sonunda Yunanlı Sotirio Boulgaris tarafından kendilerine açtıkları küçük bir dükkan ile atılmıştır..
Corfu’da ailesiyle birlikte hayatını sürdüren Bvlgari’nin kurucusu genç metal işçisi Sotirio Boulgaris, 1880’lerde kendi yolunu çizmeye karar vermiş ve Roma’ya taşınmıştır. Kısa süreli bir ortaklık girişimi deneyiminden sonra , 1884’te “Sotorio” ismiyle kendi dükkânını açmıştır. Burada gümüş kemerlerden, tokalara, bileziklere, düğmelere, sofra takımlarına ve antikalara varan ürünler satışa sunmuştur. 1800’lerin sonralarına doğru bu girişimci iş adamı, St. Moritz, San Remo, Naples, Bellagio ve Sorrento’da da satış noktaları açaçak güce ulaşmıştır.
1880 yılında Sotirio Boulgaris aile ismini, Romanvari bir isimle yani Bulgari ile değiştirmiştir.
Sotirio Bulgari bu dönemde işleri iyice ilerletmiş, gitgide büyüyen dükkân zincirlerini, konsantrasyonunu tek bir işe, yani mücevherat ve gümüş sektörüne, ayırmak istediği için satmıştır. 1905 yılında Roma’da, 20. yüzyıl boyunca Bulgari’ye merkezlik yapacak olan dükkânı satın almıştır. Yani No: 10’daki Via Condotti’yi. Bu yeni mağazada, kabartmalı ve işlemeli gümüş ürünlerden seramik dekorasyon malzemelerine; altın ve gümüş mücevherattan taşlı setlere kadar çok geniş yelpazeden ürünler satışa çıkarmıştır. 20. yüzyılın ilk 20 yılına gelindiğinde ise Bulgari artık kozmopolit bir hava kazanmıştır. Sotirio’nun oğulları Constantino ve Giorgio kardeşler de bu süre içinde ilk iş deneyimlerini yaşamış babaları ile bu marka adı altında çalışmışlarsır.
1. Dünya Savaşı, tüm şirketler ve markalar üzerinde olumsuz etkisini göstermiş, ancak Bulgari savaştan sonra ortam biraz daha düzelmeye başladığında gümüşten mücevherat parçalarına geçiş yapma kararı almıştır. Ve bu kararla lüks markalar kervanına bir adım daha yaklaşmıştır.
Sotirio Bulgari’nin 1932 yılında vefatının ardından , oğulları iç ve dış ilişkilerde yeni atılımlara girişmiştir. Constantino ve Giorgio kardeşler markayı yeniden modellendirmiş, Via Condotti mağazasının ismini resmi olarak ve Roman alfabesine uygun olarak “BVLGARI” ile değiştirmişlerdir. Markanın diğer perakendeci mağazalarında da kullanılacak olan pembe ve bej “hallmark”ını oluşturmuşlardır. Giorgio’nun mücevher satın almak için gerçekleştirdiği geziler onu Paris orijinli mücevher endüstrisine yönlendirirken; Constantino’nun antika gümüşlere olan tutkusu daha sonraları şirketin klasik temalı ürünlerinin ilham kaynağı olmuştur.
19. yüzyılın ilk yarısında Bvlgari, hem Paris etkisiyle şekillenen moda ürünlerine bağlı kalmış hem de dünyada hakim olan mücevher eğilimlerini takip etmiştir. Marka bu bağlamda ,1920’lerde, Art Deco temasını benimsemiştir.
1930’larda Bvlgari, elmaslı platin setlere yönelmiş, refahın yavaş yavaş sağlanmaya başladığı savaş sonrası yıllarda mücevher evleri bol mücevherli elmas, zümrüt, safir setler üretmeye başlamışlardır. Çiçek motifleri bu periyotta en popüler olan tasarımlar arasındadır.
Bvlgari’nin ünü giderek yayılmıştır. Genişleyen müşteri profilindeki, 1960’lar İtalyan sosyetesi; Güney Amerika’nın ünlü politik figürü Evita Peron; Amerikan işadamı Nelson Rockefeller ve Woolworth’un kurucusu Samuel Henry Kress; İtalya’daki Amerikan büyükelçisi Clare Boothe Luce gibi isimler Bvlgari’nin mücevher dünyasındaki ününün artmasını ve gelişmesini sağlamıştır.
1960’lı yıllarda İtalyan kuyumculuğu ve mücevherciliği yavaş yavaş Fransız etkisinden kurtulmaya, Bvlgari kardeşlerin stili de artık kendi özgün tarzlarını bulmaya başlamıştır. Artık elmaslar daha çok renk oyunlarını destekleyici bir malzeme haline gelmeye başlamıştır.Taşları seçerken kuyumcular geleneksel zümrüt-yakut-safir üçlüsü yerine üreticilerin artistik yeteneklerini sergilemeyi sağlayacak taş parçaları kullanmayı tercih etmişlerdir. Sonuç olarak düz, hoş ana hatlar üzerine işlenmiş ve stilize edilmiş sarı altın Bvlgari’nin klasik görünümünü tamamlamıştır.
1967’de dümeni, ailenin üçüncü jenerasyonu, Giorgio’nun 3 oğlu, Paolo, Gianni ve Nicola devralmıştır.Gianni, 1980 yılında Bvlgari CEO’su olmuş , Paolo ise dünyanın en önde gelen kuyumcusu olarak devam etmiştir. Nicola tasarım kısmıyla da ilgilenmiştir.
Bvlgari kardeşler ilk uluslararası mağazalarını 1970’te New York Fifth Avenue ‘deki Pierre Otel’de açtmışlardır. 1970’li yılların sonunda Geneva’da, Monte Carlo’da ve Paris’ te üç mağazaları daha olmuştur. Bvlgari’nin bu dönemdeki tasarımlarında belirgin bir şekilde Tutankhamen ve antik Mısır etkisi hakim olmuştur. Yine bu dönemde Hint motifleri, özellikle de yaprak motifleri 1970’lerde tasarımlarında yaygın şekilde kullanılmaktadır.
Bvlgari tarihi boyunca cüzdan, broş benzeri ürünler ve kol saatleri yapmış olmasına rağmen 1970’lerin sonuna kadar piyasaya büyük bir saat koleksiyonu sunmamıştır. Klasik tasarımıyla “BVLGARİ BVLGARİ” kol saati, siyah yuvarlak yüzü çevreleyen sarı altından oluşan modeli en çok bilinen ve yüksek satış rakamına ulaşan saati olmuştur. Diğer önemli tasarım ise Bvlgari’nin yılan-kıvrımlı saatidir.
1970’ler şirket için oldukça başarılı ve parlak geçmiştir. Bu yıllar boyunca Bvlgari, çıtasını dünyanın en iyi mücevherat markasından yenilikçi ve innovatif bir marka olarak yükseltmiştir. Müşteri portföyü genişlemiş ve aralarında Sophia Loren, Audrey Hepburn, Kirk Douglas ve Elizabeth Taylor gibi ünlülerin yer aldığı prestijli bir müşteri yelpazesi oluşmuştur. Müşteri sadakati artmıştır. Bu onyılın sonunda Bvlgari’nin yıllık satış geliri 50 milyon dolara ulaşmıştır.
1980’ler Bvlgari’nin büyümede durağanlık yaşadığı yıllar olmuştur. Gianni 1985 yılında CEO’luk görevinden istifa etmiştir. Bu olaydan iki yıl sonra Nicola ve Paolo kardeşlerinin üçte birlik hissesini satın almış ve Gianni’nin Bvlgari markasını kullanmasına yasak getirmişlerdir. Bu arada kardeşler yeğenleri Francesco Trapani’ye CEO’luk teklifinde bulunmuş, 1981 yılında CEO olan Trapani göreve gelir gelmez, büyüme için agresif bir strateji uygulamışlardır. İlk olarak Milano, Tokyo, Hong Kong, Osaka, Singapur, ve Londra’da mağazalar açar. 80’ler henüz bitmeden Münih ve New York’a da yeni mağazalar açılmıştır. Bvlgari’nin ‘’takılabilirlik’’ alanındaki ilerleme ve gelişiminde dikkate değer rol oynayan, 1980 yılı tasarımlarıdır. Gianni Bulgari şirketten ayrılmadan önce, 1981’deki International Daily News röportajında: “Kaliteyi sevmek ve onu istemek için zengin olmak zorunda değilsiniz.” Demiş ve bu iki konsept Bvlgari’nin var olan hedef kitlesini daha da genişletirken bir yandan da yüksek kaliteli ürünler ve tasarımlar yapan marka misyonunu da devam ettirmesini sağlamıştır.
Bvlgari 1982 yılında oldukça modüler tasarıma sahip “Parentesi” adını verdikleri bir seri üretmiştir. Bireysel öğeler ile istenildiği şekilde kombine edilebilen sonsuz çeşitliliğe sahip yüzük, küpe, saat, bilezik, kolyeler üretilmiştir. 1980’lerde “Docio Cuore” , ‘’Boules’’, “Gancio” , ve “Alveare” adlı tasarımlar Bvlgari’nin satışlarını üçe katlamış ve 1989’da Bvlgari’nin satış rakamı 150 milyon dolara kadar ulaşmıştır.
Bvlgari, 1990’larda da modüler takı koleksiyonu lansmanlarına devam etmiştir. Bu dönemde piyasaya çıkan “Saetta”, “Naturilia”, “Celtica”, “Doppio Passo”, “Chandra” ve “Trika” adlı koleksiyonlara ait desenler ve motifler zamanın önemli Bvlgari parçası olarak bilinen önemli statü sembolleridir.
Bvlgari her ne kadar saat ve takı sektörüne ait ürünler piyasaya sürse de, gümüş sofra takımları ve hediyelik ürünler gibi kategorilere de giriş yapmıştır. 2 yıl süren araştırmalar sonunda, ilk kokuları olan ‘’ Eau Perfumme’’ adlı, yeşil çay özlü, unisex parfümü piyasaya sunmuştur.
Bunu, 1994’te BVLGARI pour Femme ve 1995’te de BVLGARI pour Homme adlı parfümler takip etmiş, 1996 yılının sonunda parfüm kategorisi Bulgari’nin yıllık satışlarını %14 arttırmış ve 40 milyon dolar katkı sağlamıştır.
1996’da ipek eşarp ve kravat üretimine başlamıştır. Aynı yıl, güneş gözlüğü ve diğer optik ürünlerinde kullanmak üzere İtalyan şirketi Luxottica’nın hallmark haklarını satın almıştır. Bvlgari koleksiyonuna ait deri ürünler (çantalar ve diğer aksesuarlar) de 1997’de satışa sunulmuştur.
Yeni açılan şubelerin artmasıyla, bugün eski Sovyetler olarak bilinen ülkelerde, Avrupa’da, ABD’de, Asya’da çok iyi bir perakende zinciri oluşturan Bvlgari, coğrafi ağını Orta Doğu’dan Avustralya’ya kadar genişletmiştir. 1990 yılından 1996’ya kadar şirket iki yüzden fazla mağaza açmıştır.Temmuz 1995’te, Milan Borsası’nda halka arzı gerçekleşen şirket, iki günde %32.1 hissesini satmış,hisse senetlerinin performansı, tabanındaki hızlı genişlemenin bir göstergesi olmuştur.
Şirketin CEO’su Trapani, bu dönemin tartışılmaz lideridir. Bu zeki stratejist, aile şirketine yaptığı büyük katkılardan dolayı ortaklıktan özel bir payla ödüllendirilmiştir.1997’de henüz 39 yaşındayken, şirketin en önemli pozisyonundaki yerine sahip olacağına emin gözüyle bakılmış nitekim öyle de olmuştur.
İtalya’nın efsanevi markalarından Bvlgari, 1995 yılında her ne kadar halka arz edilse de, Paolo kardeşler ve Nicola Bulgari şirketin %61.8 oranındaki payına sahiptir. Ancak tarihler Mart 2011’i gösterdiğinde LVMH (Louis Vuitton Moet Hennessy) grubu ünlü mücevher ve lüks tüketim markası Bvlgari’de büyük hisse sahibi olmuştur. LVMH yöneticilerinin 6 Mart 2011’de ilan ettikleri bu satış, New York Times’a göre yaklaşık 3,7 milyar Euro veya 5 milyar Dolar’ın üzerindedir.